Gence, 300 000’i aşan nüfusuyla
A z e r b a y c a n ’ ı n ikinci büyük şehri. Bakû’nun 360 km batısında, Gence
Çayı’nın iki yakasında yer alıyor. Rus İmparatorluğu zamanında, adı, Çariçe
Elizabet’in onuruna, “Elizavetpol” olarak değiştirilmiş, Sovyet döneminde de,
Bolşevik lider Sergey Kirov’a atfen adı “Kirovabad” olmuş. Ama şimdi, 1989
yılından bu yana, şehir yeniden Gence adına kavuşmuş bulunuyor.
Gence denince ilk akla gelen
isim, Leyla ile Mecnun mesnevisinin ünlü şairi Nizami oluyor. Ona, Nizami
Gencevi, yani Gence’li Nizami diyorlar. Bu 12. yüzyıl şair ve düşünürünün bir
başka ünlü eseri de “Hüsrev ile Şirin”. Gence’ye duyduğu yoğun sevgi ile de
tanınan şair eserlerinin çoğunu Farsça yazmış. Bugün, Gence, bu ünlü şairini
görkemli bir anıt mezar ile yaşatmaya devam ediyor. Nizami’nin kabri yakınında,
eserlerinden sahneleri resmeden heykellerin bulunduğu alan, şehrin en ilgi çeken
noktalarından. Kelimelerin büyüsü, çok sayıdaki at, kuş, geyik, insan ve ağaç
heykellerinde vücut buluyor gibi.

Gence’de gezinti
Gence, anıt gibi mimari
yapılarının yoğunluğu nedeniyle çok güzel görünen bir şehir. Örneğin Hükûmet
Binası, Gence’deki en güzel binalardan biri. Gence’nin başkent olduğu dönemde,
Azerbaycan’ın ilk parlamentosu burasıymış. Hemen yakınında da “Han Bağı” parkı
var. Kafkasya’nın en eski parklarından olan, 300 yıllık Han Bağı, son dönemde
yeniden düzenlenmiş ve Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından, geçtiğimiz Şubat
ayında hizmete açılmıştı. Şimdi parkın içinde 350 kişilik bir tiyatro, 2
şadırvan, yepyeni bir ışıklandırma sistemi ve dekoratif ağaçlar var. Parkta
ayrıca, Azerbaycan’ın ünlü kadın şairi Nigâr Rafibeyli ve Sovyetler Birliği
kahramanı İsrafil Mammadov’un anıtları yer alıyor.
Gence’nin çok bilinen ve
ziyaret edilen yerlerinden olan Cuma Camii, Hükûmet binası ile Han Bağı parkı
arasında yer alıyor. 17. yüzyıl Azerbaycan mimarisinin en güzel örneklerinden
olan bu çifte minareli caminin bir adı da “Şah Abbas Camii”. Çünkü, cami, 1606
yılında, Şah Abbas’ın talimatıyla, Mimar Şeyh Bahattin tarafından yapılmış.
Anlatıldığına gö re,
İran Şahı olan I.Abbas, 1606 yılında Gence’yi ele geçirdiğinde kenti yakıp,
yıkmış ve şehrin 8 km uzağında yeni bir yerleşim yeri yapılmasını ve oraya önce
bir cami inşa edilmesini emretmiş. Ancak, Genceliler yerlerinden göç etmeyi
kabul etmemişler. Bunun üzerine, cami bugünkü yerine yapılmış. Kırmızı tuğladan
yapılan Cuma Camii’nin içinde, köşelere bitişik idare odaları var. Cami
külliyesi içinde medrese, hamam ve bir de mezarlık bulunuyor. Gence’nin şehir
merkezindeki cami, bugün de hizmete açık ve kente gelen turistlerin bir numaralı
ziyaret mekânı. Bu arada, Caminin hemen yakınında, tuğladan yapılmış, dört
köşeli Cevat Han Türbesi’ni de gözden kaçırmamak gerekiyor.
Gence’de dikkat çeken diğer
mimarı anıtlardan biri de “Tatlar Mescidi”. Özellikle giriş kapısı çok
gösterişli. Kemerli giriş kapısının iki yanında kuleler yükseliyor ve çok
heybetli bir görüntü veriyor. Ayrıca, Hükûmet binasının karşısında, görülmeye
değer “Akademi Müzesi” var. Gence’nin bir diğer önemli müzesi de, Atatürk
Caddesi üzerindeki “Tarih Müzesi”. Genceliler, şehrin en uzun ana caddelerden
birine Atatürk’ün adını vermişler.
Gence’de bir de “Şişe Ev”i
görmek lâzım. “Butilka Ev” olarak da anılan bu ilginç yapı insanı şaşırtıyor.
Yerel evler tarzında inşa edilen ve masal evlerinden farkı olmayan bu şirin
binanın yapımında, tuğla yerine tam 50 000 adet cam şişe kullanılmış. Minik bir
balkonu olan ve farklı renkteki taşlar ve şişelerle yapılan bu iki katlı küçücük
ev adeta oyuncak gibi.
Gence halıları
Gence,
Batı Azerbaycan’ın ekonomik merkezi olarak ülke için büyük değer taşıyor.
Özellikle metalürji konusunda dev tesislere sahip. Şehir yakınlarındaki
madenlerden çıkarılan cevherler bu tesislerde işleniyor. Özellikle alüminyum ve
bakır. Şehirde ayrıca porselen sanayi ve ipekçilik de ön plana çıkmış. İpek
böcekçiliği ve kozadan ipek üretmek Gence’de geleneksel bir iş kolu. Tabii ki,
tarım ürünleri ve şarap yapımı gibi diğer tarımsal faaliyetler de sürdürülüyor.
Ama, Gence Halıları bambaşka.
Bir zamanlar Kafkaslar’ın en popüler halı pazarlarından birine sahip olan Gence,
geometrik desnli, düğümlü el dokuması halıları ile ün yapmış. Kafkas halılarının
en güzel örneklerinin dokunduğu bu bölgede, Şirvan, Karabağ ve Kazak halıları
yanında Anadolu halıları da üretiliyor.
Gence’de nüfusun %98’ini
Azerbaycan Türkleri oluşturuyor, çok az sayıda da Rus, Ukraynalı ve Tatar var.
Tarihinde çok ciddi depremler yaşamış Gence, yerle bir olmuş, ama her seferinde
yeniden yapılanmış. Şehrin çevresi de kendisi kadar güzel ve görülmeye değer.
Kente 15 km uzaklıktaki İmamzade Türbesi, mavi kubbesi ile göze çarpıyor.
Türbede İmam Bagir bin İbrahim’in mezarı var.
Şehir etrafında doğa da
muhteşem; şelaleleri, kesif ormanı, nehriyle eşsiz bir görüntüsü var. Gence
yakınlarında, Kepez Dağı eteklerindeki Goy Göl, Azerbayan’ın, ormanın yeşili ile
suyun derin mavisinin huzur içinde birleştiği en gözde yerlerinden. Göy Göle
Azerbaycan Cumhurbaşkanının 2008 tarihli talimatıyla ile Milli Park statüsü
verilmiştir.
|